Karmaşık Öğrenme Ortamları İçin Çoklu Ortam Prensipleri

Başlamadan önce

Bu yazı Mayer’in editörlüğünde hazırlanan The Cambridge Handbook of Multimedia Learning kitabının 5. bölümü temel olarak hazırlanmıştır ve bölümün Türkçe özeti niteliğindedir. Bölümün orijinal adı “The Four-Component Instructional Design Mode: Multimedia Principles in Environments for Complex Learning” ve yazarlardı da Van Merrienboer ve Kester’dir.

Geçtiğimiz aylarda Dört-Bileşenli Öğretim Tasarımı (4C/ID) modeli hakkında giriş seviyesinde bilgiler sunduğum bir yazı yayınlamıştım. Dört-Bileşenli Öğretim Tasarımı modeli hakkında temel bilgilere ulaşmak için 4C/ID.org internet sitesini ziyaret edebilir ya da benim yazdığım yazıyı buradan okuyabilirsiniz.

Özet

Bu yazının amacı Dört-Bileşenli Öğretim Tasarımı modelini kullanarak, 22 çoklu ortam prensibinin dört bileşenle ve öğretimsel kontrol ile nasıl ilişkilendirildiğini ortaya koymaktır. Öncelikle Dört-Bileşenli Öğretim Tasarımı modeli ve On-Adımda Karmaşık Öğrenme konuları ile ilgili çerçeve bilgiler sunulacak sonrasında ise çoklu ortam prensipleriyle olan ilişkisi aktarılacaktır.

Çoklu Ortam ve Öğrenme İlişkisi

Çoklu ortam ile öğrenme psikolojik kuramlardan, eğitsel mesaj tasarımına, öğretim tasarımına ve müfredat tasarımına kadar birçok noktada kesişir. Çoklu ortam ile öğrenme çeşitli seviyelerde konumlandırılabilir. Bu ilişkilere kısaca bakacak olursak temel seviyeden daha ileri seviyeye olan ilişkileri ve kuramları kısaca özetleyebiliriz.

Temel Seviyede, psikolojik kuramlar farklı uyarılardan gelen farklı bilgilerin hafızada nasıl işlendiği ve bilişsel süreçlerle ilgilidir. Pavio’nun ikili kodlama kuramı, Baddeley’in çalışan bellek modeli, Cowan’ın dikkat ve bellek modeli bu süreçlere örnek olarak gösterilebilir.

Orta seviyede ise eğitici mesaj tasarımı teorileri, çoklu ortam ilkelerini tanımlar ve yazılı metinler ile görseller ya da işitsel ve hareketli resimlerin bir karışımını içeren açıklayıcı video içeren çoklu ortam mesajlarının tasarlanması için yönergeler sağlar. Mayer’in çoklu ortam öğrenme için bilişsel kuramı, Sweller’ın bilişsel yük kuramı, Schonotz’un görsel ve yazı karşılaştırması için bütüncül modeli bu seviyedeki örnekleri oluşturur.

İleri seviyede ders ve müfredat tasarımına yönelik teoriler ve modeller, metinler, görüntüler, konuşmalar, materyaller ve ağa bağlı sistemler dahil olmak üzere eğitim ortamlarının bir karışımını içeren eğitim programlarının nasıl geliştirileceğini belirler. İyi tasarlanmış eğitim programları, öğrencilerin hedefe yönelik, verimli ve çekici bir ortamda çalışmalarını sağlamak için hem insan bilişsel mimarisini hem de multimedya ilkelerini dikkate alır.

Dört-Bileşenli Öğretim Tasarımı Modeli

Bir önceki yazımda dört-bileşenli öğretim tasarımı (4C/ID) modelinin bir özetini yapmıştım. Burada modelden kısaca tekrar bahsedecek ve aşamalarına bakacağız.

Modelin 4 bileşeni bulunuyor;

1-Öğrenme Görevleri

2-Destekleyici Bilgiler

3-Prosedürel Bilgiler

4-Mini-Öğrenme Uygulamaları

Bu bileşenlerin yanında modelin yaratıcılarının yazdığı ve modelin nasıl uygulanacağının anlatıldığı Ten Steps to Complex Learning isimli kitapta modelin bir öğretim tasarımı modeli olarak sunuluyor olmasına rağmen ADDIE ya da SAM benzeri temel bir model ve analizleri ile birlikte kullanılmasını, bununla birlikte Kirkpatrick ya da Phillip ROI modeli bir değerlendirme modeli ile de desteklenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Van Merrienboer ve Kirschner’in birlikte yazdıkları ve 4C/ID modelinin tüm detaylarıyla anlatıldığı Ten Steps to Complex Learning (10 Adımda Karmaşık Öğrenme) isimli kitapta hem 4C/ID modeli hem de karmaşık öğrenme süreçleri bilgiler yer almaktadır. Bu modelde sürecin adımları 10 adımlık parçalar halinde anlatılmakta hem 4 bileşenin kendi içinde hangi adımlarla ilerleyeceği açıklanmaktadır.

Çoklu Ortam için Dört-Bileşen ve Öğretimsel Kontrol İlişkisi

Dört-bileşenli öğretim tasarımı modelini oluşturan bileşenlerin öğrenme ortamları ve çoklu ortam ile ilişkisi ve hedefleri aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Bilişsel Mimari ve Anlamlı Öğrenme

Dört-bileşenli öğretim tasarımı modeli bilişsel mimari temel almaktadır. Buna göre bütün bilgilerin bilişsel şemalarda depolandığını varsaymaktadır. Bilişsel mimari aynı zamanda bilişsel yük kuramı ile birlikte çalışan bellek kapasitesinin yeni bilgi işlenirken oldukça kısıtlı bir kapasiteye sahip olduğumuzu, buna rağmen sınırsız bir uzun-süreli belleğe sahip olduğumuzu varsayar. Uzun süreli bellekte ise bilgi zengin şemalar aracılığı ile tutulur ve çeşitli seviyelerde otomatikleştirilir. Dört-bileşenli öğretim tasarımı modelinin çoklu ortam ile ilişkisini incelemeden önce bellek sistemlerinin mimarideki yerini, sonrasında öğrenme süreçlerinin şema oluşturmaya ve değiştirmeye etkisini inceleyeceğiz. Son olarak ise öğretimsel kontrol ile doğrudan ilişkili olan öz-düzenlemeli öğrenme sürecini inceleyeceğiz.

Bellek Sistemleri

Yeni bilgilerin bilişsel şemalar tarafından yapılandırılarak uzun süreli bellekte depolanabilmesi için kısa süreli bellekte işlenmesi gerekmektedir. Baddeley tarafından ortaya konan çalışan bellek modeline göre çalışan bellek görsel ve işitsel iki ayrı kanala ayrılarak işlemleri gerçekleştirir.

İnsan uzmanlığı, zengin ve otomatikleştirilmiş bilişsel şemaların varlığının sonucudur; uzun süreli bellekte organize edilmesi gereken birçok unsurla muhakeme yapma becerisinden kaynaklanmamaktadır. İnsanın işleyen belleği, bu tür birçok öğe işlemeyi desteklemez. Uzmanlık, şema yapımı ve şema otomasyonu olmak üzere iki tamamlayıcı süreç aracılığıyla gelişir.

Şema Yapımı

Şema yapımı, daha düşük seviyeli şemalardan oluşan unsurları daha yüksek seviyeli şemalara dahil ederek, giderek artan sayıda daha karmaşık şemaların genellikle bilinçli ve dikkatli oluşumunu ifade eder. Bu şemalar bilgiyi düzenler ve depolar, ancak aynı zamanda çalışma belleği yükünü de büyük ölçüde azaltır çünkü oldukça karmaşık şemalar bile çalışma belleğindeki tek bir öğe olarak ele alınabilir. Bu nedenle, bir kişi için çok sayıda öğe, öğeleri içeren bir bilişsel şemaya zaten sahip olan daha deneyimli bir başka kişi için tek bir öğe olabilir.  Sonuç olarak, ilgili deneyime sahip biri için yeni bilgilerin anlaşılması kolay ve bu deneyimi olmayan biri tarafından anlaşılması çok zor olabilir.

Şema Otomasyonu

Bir görevi gerçekleştiren kişi belirli bir bilişsel şemayı tekrar tekrar ve başarılı bir şekilde uygularsa gerçekleşir. Şema yapımında olduğu gibi, otomasyon, diğer faaliyetler için çalışma belleği kapasitesini serbest bırakabilir çünkü otomatikleştirilmiş bir şema, çalışma belleğinde işlenmesine gerek kalmadan, davranışın rutin yönlerini doğrudan yönlendirir.

4C/ID ve Şemalar

Öğrenenlerin öğrenme görevleri üzerindeki çalışmaları ve destekleyici bilgi çalışmaları, bilişsel şemalar oluşturmalarına yardımcı olur;

Prosedürel bilgilerine danışmaları, öğrenme görevlerinin rutin yönlerinin tekrarlanan performansları ve mini görev uygulamaları, şemaları otomatikleştirmelerine yardımcı olur. Dolayısıyla anlamlı öğrenme hem şema yapımının hem de şema otomasyonunun sonucudur.

Anlamlı Öğrenmeye Yönlendiren Bilişsel Süreçler

Inductive Learning (Induction) – (Sonuç Çıkarma)        “YAPARAK ÖĞRENME”

Karmaşık öğrenmenin kalbinde yer alan bu süreçte bilişsel şemaların hem genelleştirmesi (tümevarım) hem de ayrıştırılması (tümden gelim)dır. Öğrenenler iyi tasarlanmış öğrenme görevlerinden genelleme yaptıklarında veya soyutladıklarında, ayrıntıları dışarıda bırakan şemalar oluştururlar, böylece daha geniş bir olay yelpazesine veya daha az somut olaylara uygulanabilirler. Ayrıştırma ise genelleştirmenin tam tersidir, ilgili görevler sınıfı için bir dizi başarısız çözüm mevcutsa, daha spesifik bir şema oluşturulabilir. Daha sonra, şemaya belirli koşullar eklenebilir ve kullanım aralığını kısıtlayabilir. Sonuç çıkarma tipik olarak, gerçek veya simüle edilmiş bir görev ortamında çalışan öğrencilerden bilinçli işlem yapılmasını gerektiren stratejik ve kontrollü bir bilişsel süreçtir.

Detaylandırma (Elaboration)

Yeni destekleyici bilgilerin detaylandırılması, yeni bilgileri hafızada zaten mevcut olan bilişsel şemalarla bütünleştiren bilişsel etkinlikleri ifade eder. İyi tasarlanmış destekleyici bilgiler, öğrencilerin halihazırda bildikleriyle öğrenme görevlerini gerçekleştirmeyi ve gerçekleştirmeyi öğrenmeleri için neyin yararlı olabileceği arasında bir köprü sağlar. Sunumu, yeni bilgilerin, yani hafızada halihazırda mevcut olan bilişsel şemalarla yeni bilgileri bütünleştiren bilişsel aktivitelerin detaylandırılmasını tetiklemelidir. Tümevarımla birlikte detaylandırma, bilişsel şemaların oluşturulmasından sorumlu olan önemli bir öğrenme sürecidir. Bu nedenle, öğrenciler kitaplarda, derslerde, hiper medyada, mikro dünyalarda veya sosyal medyada kendilerine sunulan yeni bilgileri yapılandırmalarına ve anlamalarına yardımcı olmak için bir konu hakkında zaten bildiklerini kullanırlar.

Bilgi Derleme (Knowledge Compilation) – Kural Oluşturma (Rule Formation)

Bilgi derlemesi, prosedürel bilginin, davranışı doğrudan yönlendiren, yani belirli koşullar altında belirli eylemleri uyandıran otomatikleştirilmiş şemalara gömüldüğü süreci ifade eder. Bir eğitmen, mobil uygulama, artırılmış gerçeklik, çevrimiçi yardım sistemi veya pedagojik bir ajan tarafından sağlanan nasıl yapılır talimatları, bir başlangıç çözümü elde etmek için kullanılabilir ve derleme, bu çözümden oldukça spesifik şemalar oluşturan süreçtir.

Güçlendirme (Strengthening)

Güçlendirme, öğrencilerin bir rutini gerçekleştirmesini mümkün kılar. Karmaşık bir becerinin bir yönü, çok yüksek bir otomatiklikte bir yarı-görev uygulaması sürecinde ayrı ayrı eğitildikten sonra. Genellikle, otomatikleştirilmiş bir şemanın, belirtilen koşullar altında uygulanma şansını ve daha sonra ne kadar hızlı uygulanacağını belirleyen, kendisiyle ilişkili bir gücü olduğu varsayılır. Bilgi derleme, becerinin doğru performansının temelini oluşturduğu varsayılan oldukça spesifik şemalara yol açarken, yine de zayıf bir güce sahiptirler. Güçlendirme, basit bir öğrenme mekanizmasıdır. Basitçe, otomatikleştirilmiş şemaların, her başarılı bir şekilde uygulandıklarında gücü biriktirdiği varsayılır.

Öz-Düzenlemeli Öğrenme

Öğretim kontrolü, yalnızca kendilerine yönelik öğrenme becerilerini iyi geliştirdiklerinde öğrencilere güvenli bir şekilde verilebilir. Aksi takdirde, sistem kontrolü tercih edilen yaklaşımdır veya alternatif olarak, paylaşılan kontrol, öğrencinin kendi kendine öğrenme becerilerini geliştirebilmesi için, sorumluluğu sistemden öğrenciye kademeli olarak aktarabilir (yani ikinci derece temel oluşturma). Bilişsel mimaride, öz-yönelimli öğrenme becerileri, öz-düzenlemeli öğrenmeyle yakından ilişkilidir.

Dört-Bileşenli Öğretim Tasarımı’na Göre Çoklu Ortamda Anlamlı Öğrenme

Bilgisayarla simüle edilmiş görev ortamlarında öğrenme görevleri ve öğrenme

Sıralama İlkesi

Görev sınıflamaları ve ilişkili oldukları destekleyici bilgiler basitten karmaşığa olacak şekilde sınıflandırılmalıdır. 4 Bileşenli öğretim tasarımı modelinde görev sınıflarında yer alan öğrenme görevleri bir temel oluşturacak şekilde basitten karmaşığa olacak şekilde sıralanır.

Fiziksel uygunluk ilkesi

Öğrenme görevlerinin gerçek yaşama benzeyen ortamlara uygun yerlerde gerçekleşeceği varsayılarak buna uygun ortamlarda gerçekleştirilmesi ilkesidir. Yine basitten karmaşığa ilkesine de uygun olarak gerçek ortamlara benzer ortamların yaratılması ve buralarda öğrenmenin gerçekleşmesi gerekli.

Alıştırma-Tekerleği İlkesi

Basit öğrenme görevlerini yerine getirmek bile, bütüncül görev ilkesi gereği bazen yeni öğrenenler için zorlayıcı olabilir. Bu nedenle bisikletlerde kullanılan alıştırma-tekerleği mecazı kullanılmıştır. 4C/ID modeline göre yol gösterme giderek azalarak öğrenenin tek başına tüm görevi yapabilecek şekilde olmalıdır.

Değişkenlik ilkesi

Değişkenlik ilkesi, öğrenmenin transferini mümkün kılan genel, soyut şemaların oluşturulmasına izin vermek için öğrenme görevlerinin birbirinden yeterince farklı olması gerektiğini belirtir. 4C / ID modeli değişkenlik ilkesini hesaba katar ve her bir görev sınıfına yüksek değişkenlik ve yüksek bağlamsal müdahale sergileyen öğrenme görevlerinin dahil edilmesini önerir.

İş Birliği İlkesi

İş birliği ilkesine göre karmaşık öğrenme görevleri bireyler yerine gruplara verilmelidir. Bu sayede ortaya çıkan yüksek bilişsel yük grup üzerindeki kişilere paylaştırılabilir. İyi organize edilmiş gruplar, hem öğrencilerin alana özgü beceriler edinmelerine yardımcı olan birinci dereceden temel oluşturmasına hem de toplumumuzun ihtiyaç duyduğu kendi kendini düzenleyen ve kendi kendini yöneten öğrenme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olan ikinci derece temel oluşturmasını sağlayabilir.

Tamamlama-Stratejisi İlkesi

Tamamlama stratejisi veya kaybolan-rehberlik stratejisi, öğrenenler tarafından üzerinde çalışılması gereken çalışılmış örneklerle başlar, öğrenenler tarafından tamamlanması gereken kısmi çözümler sunan tamamlama görevleriyle devam eder ve öğrencilerin bağımsız olarak bütün çözümleri üretmesi gereken geleneksel görevlerle biter.

Hiper Medya, Mikro dünyalar ve Sosyal Medya’da Destekleyici Bilgiler ve Öğrenme

Ön-Bilgi Etkinleştirme İlkesi

Ön-bilgi etkinleştirme ilkesi, geçmiş bilgilerin etkinleştirilmesinin ardından yeni bilgilerin geliştirildiğini savunur. 4C / ID modeli tarafından sağlanan destekleyici bilgi sunumu için tüm öğretim yöntemleri, detaylandırmaya, yani yeni bilgi ile önceki bilgiler arasında anlamlı ilişkiler kurmaya yöneliktir.

Çoklu Ortam İlkesi

Çoklu ortam ilkesi, tek başına sunulan metinle karşılaştırıldığında, metin ve resmin birlikte sunulduğundan öğrenmenin geliştiğini savunur. 4C / ID modeli, şema yapımı ve detaylandırılması için multimedya ilkesinin önemine üye olur ve bu nedenle destekleyici bilgiler tercihen bir multimedya formatında sunulur.

Dinamik Görselleştirme ilkesi

Zamanla değişen süreçlerin ve mekanizmaların dinamik görselleştirmeleri (örneğin, animasyonlar, videolar), özellikle diğer multimedya ilkelerine uygun olarak tasarlandıklarında ve / veya insanlarla ilgilendiklerinde, ayrıntılı öğrenme ve aktarım üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir. 4C / ID modelinde, dinamik görselleştirme ilkesi, öncelikle destekleyici bilgilerin parçası olan modelleme örneklerinin sunumuna uygulanır (örneğin, görev performansını modelleyen bir uzmanı gösteren bir video gösterimi).

Artıklık İlkesi

Bu ilke, fazlalık bilginin sunumunun tipik olarak öğrenme üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olduğunu gösterir. 4C / ID modeli, fazlalık bilginin sunumunun öğrenmeyi ciddi şekilde engelleyebileceğini, öncelikle destekleyici bilginin görev sınıfları üzerinden dağıtımıyla ilişkilendirir.

Tutarlılık ilkesi

Tutarlılık ilkesine göre, arka plan müziği ve gerekli olmayan video klipler gibi baştan çıkarıcı ayrıntılar bir eğitim programından çıkarıldığında daha iyi tutma ve aktarım söz konusudur. 4C / ID modelinde, tutarlılık ilkesinin önemi bilindiği için, destekleyici bilgiler çoklu ortamda ve sosyal medyada bu ilkeye göre tasarlanır ve iletilir.

Kendini Açıklama İlkesi

Kendi kendini açıklama ilkesi, öğrencilerin yeni bilgileri, örneğin temel ilkeleri belirlemelerini isteyerek kendi kendilerine açıklamalarını teşvik etmenin ayrıntılı öğrenme ve aktarım üzerinde olumlu bir etkisi olduğunu savunur. Destekleyici bilgilerin sunumu için 4C / ID modeli, detaylandırmayı ve şema oluşturmayı destekleyen öğretim yöntemlerinin önemini vurgular.

Kendi kendine ilerleme ilkesi

Kendi kendine ilerleme ilkesi, öğrenenlere öğretim hızı üzerinde kontrol vermenin, bilginin ayrıntılandırılmasını ve derinlemesine işlenmesini kolaylaştırabileceğini gösterir.

Mobil Uygulamalardan ve Çevrimiçi Yardım ile Prosedürel Bilgiler ve Öğrenme

Modalite İlkesi

Modalite ilkesi, görsel diyagramları, animasyonları veya gösterileri açıklamak için işitsel metin veya anlatım kullanan çift modlu sunum tekniklerinin, yalnızca görsel bilgi kullanan eşdeğer tek modlu sunumlardan daha iyi öğrenmeyle sonuçlandığını belirtir. 4C / ID modeli ile ilgili olarak, tam zamanında, öğrenme görevlerinin rutin yönlerinin nasıl gerçekleştirileceğini belirleyen prosedürel bilgiler, en azından öğrenme görevi görsel öğeler içerir.

Zamansal bölünmüş dikkat ilkesi

Zamansal bölünmüş dikkat ilkesi, bu kaynakların zaman içinde birbirinden ayrılmaması durumunda karşılıklı olarak bilgi kaynaklarından öğrenmenin kolaylaştırıldığını belirtir; yani, aynı anda sunulurlarsa. 4C / ID modeline göre, zamansal bölünmüş dikkat ilkesi öğrencinin üzerinde çalıştığı öğrenme görevinin rutin yönlerini gerçekleştirmek için nasıl yapılır talimatlarını ifade eden prosedür bilgisinin sunumu için özellikle önemlidir (bkz. koşullu ders).

Mekansal bölünmüş dikkat ilkesi

Uzamsal bölünmüş dikkat ilkesi, karşılıklı olarak atıfta bulunan bilgi kaynakları uzayda birbirleriyle fiziksel olarak bütünleştirildiğinde daha yüksek aktarım testi performansının elde edildiğini ifade eder. 4C / ID modeli bağlamında, prosedürel bilgilerin görev ortamına entegrasyonunu, öğrencilerin üzerinde çalıştıkları öğrenme görevleri ile fiziksel olarak entegre olacak şekilde çalışmıştır.

Sinyalizasyon ilkesi

Sinyal verme ilkesi, öğrencinin dikkati öğrenme görevinin kritik yönlerine veya sunulan bilgilere odaklanırsa öğrenmenin geliştirilebileceğini gösterir. 4C / ID modeli, prosedürel bilgilerin görev performansının rutin yönleriyle ilgili olması durumunda sinyallemenin özellikle önemli olduğunu savunur.

Bölünme ilkesi

Bölümle ilkesi, dinamik bir görselleştirmeyi (animasyon, video vb.) Anlamlı parçalara veya segmentlere ayırmanın öğrenme ve aktarım üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğunu savunur. 4C / ID modeli, tam zamanında bilgi sunumu için bölümleme ilkesini kullanır. Öğrencilerin görevlerin rutin yönlerini yerine getirmelerine yardımcı olacak nasıl yapılır talimatları veya gösterilerinin anlamlı parçalar halinde adım adım sunulması gerekir.

Mini Öğrenme Uygulamalarının Bilgisayar-Temelli ya da Uygulama-Temelli Ortamlarda Tatbik Edilmesi ve Uygulanması

Bileşen Akıcılığı İlkesi

Bileşen-akıcılık ilkesi, bir görevin bir veya daha fazla rutin yönü üzerinde alıştırma ve uygulamanın (yani, kısmi görev uygulaması) tüm görevi öğrenme ve gerçekleştirme üzerinde olumlu etkileri olabileceğini belirtir. 4C / ID modeli, kısmi görev uygulamasına sıkı sıkıya bağlıdır ve eğer kullanılıyorsa, belirli rutin yönler için kısmi görev uygulamasına ancak tüm öğrenme görevleri bağlamında öğrenciler bu yönlerle tanıtıldıktan sonra başlatılmasını önerir.

Uyarlanabilir Sistemler ve Elektronik ile Öğretim Kontrolü Geliştirme Portföyleri

Bireyselleştirme ilkesi

Bazı araştırmalar, öğrenim görevlerini dinamik olarak bireysel öğrencinin özelliklerine göre seçen uyarlanabilir eğitim sistemlerinin, tüm öğrenciler için aynı olan sabit bir görev dizisi sunan uyumsuz eğitim sistemlerinden daha yüksek aktarım sağladığını göstermektedir. Bireyselleştirme ilkesi tipik olarak, görev zorluğu ve / veya mevcut destek seviyesi öğrenciye göre ayarlanacak şekilde öğrenme görevlerini seçerek öğrenciler arasındaki farklılıkları hesaba katar. Bu, 4C / ID modeliyle çok iyi uyuşuyor. Öğrenenlere bilişsel geribildirim vermek için her bir öğrenme görevi için performansın değerlendirilmesi gerekir.

İkincil Temel Oluşturma ilkesi

İkinci dereceden temel oluşturma ilkesi, sistem kontrolünden öğrenen kontrolüne kademeli bir geçişi ifade eder; burada öğrencinin, öğrenmenin değerlendirilmesi ve yeni görevlerin seçimi üzerinde artan sorumluluk aldığı ve bu, kendi kendine öğrenmenin gelişimi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir.

Portföy Geliştirme İlkesi

Elektronik geliştirme portföyleri, öğrenenlere ve koçlarına öğrenmeyi değerlendirme ve uygun öğrenme görevlerini seçme konusunda yardımcı olur ve hem alana özel hem de kendi kendine yönelik öğrenme becerilerinin gelişimi üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir.

Karmaşık Öğrenme Ortamlarında Çoklu Ortam Kullanımı

Bu yazıda çoklu-ortam ilkeleriyle dört bileşenli öğretim tasarımının nasıl kullanılabileceği anlatılmıştır. Dört-bileşenli öğretim tasarımı modeli, çoklu ortam ilkeleriyle uyumluluk gösterecek şekilde kullanılabilir. Bu bölümde tartışılan çerçevenin bazı sınırlamaları vardır. İlk olarak, 4C / ID modeli multimedya öğrenme ortamlarını tasarlamak için kullanılabilir, ancak bunun belirli bir durumda gerçekten istenip istenmediği de başka bir sorudur.

Kısıtlamalar (ör. İnsan gücü, ekipman, zaman ve para), görev gereksinimleri (ör. Öğrenme görevlerini gerçekleştirmek için gerekli medya özellikleri ve öğrenciler için gerekli yanıt seçenekleri) ve hedef grup özellikleri dahil olmak üzere öğretim tasarımında ortam seçimini birçok faktör belirler. 4C / ID modeli, bu ortam seçimi süreci için yönergeler sağlamaz. İkinci olarak, genel ADDIE modelinde (analiz, tasarım, geliştirme, uygulama ve değerlendirme) konumlandırıldığında, 4C / ID modeli açıkça analiz ve tasarım faaliyetlerine odaklanır ve geliştirme, üretim ve inşaat için özel yönergeler sağlamaz. çoklu ortam materyalleri veya bunların uygulanması ve değerlendirilmesi için. Üçüncüsü, tartışmamızı dört planın her biri için en önemli multimedya ilkelerine odaklarken bileşenler ve öğretimsel kontrolün gerçekleştirilmesi için bu, belirli ilkelerin diğer plan bileşenleri için önemli olamayacağı anlamına gelmez.

Sonuç olarak, insanların multimedya ile nasıl öğrendiklerine ilişkin psikolojik bilgi hızla artmaktadır ve bilişsel teoriden elde edilen birçok bulgu, öğretim mesajlarının tasarımı için yararlı kılavuzlar sağlayan öğretim teorilerine dahil edilmiştir. Bütünleşik öğrenme hedeflerine ulaşmaya çalışan ve bazen geleneksel ve yeni eğitim medyasının bir karışımını kullanarak kendi kendine öğrenme becerilerini geliştirmeye çalışan karmaşık öğrenme ortamlarında bu yönergelerin nasıl uygulanacağı hakkında daha az şey bilinmektedir. Gelecekteki araştırmalar, belirli ilkelerin işe yaradığı ve çalışmadığı gerçek yaşam koşullarını tanımlamalı ve özellikle tasarımcıların multimedya tasarımını mesaj tasarımı düzeyinden ders ve müfredat tasarım düzeyine taşımasına yardımcı olan daha yüksek düzeyli ilkeler geliştirmelidir.

Kurs ve müfredat tasarım düzeyinde, öğrenme görevleri, destekleyici bilgiler, prosedür bilgileri ve kısmi görev uygulamaları için uyarlanabilir veya uyum sağlamayan çoklu ortam sistemleri birbiriyle sorunsuz bir şekilde bağlantı kurmalıdır. Çoklu ortam öğrenimi alanında bilimsel ilerleme kaydetmek için, hem eski moda öğrenme ilkelerinin eserlerin tasarımını ne kadar etkilediğini hem de ileri teknolojik eserlerdeki örtük tasarım ilkelerinin insanların öğrenme şeklini nasıl etkilediğini incelemeliyiz.

Kaynakça

Van Merriënboer, J., & Kester, L. (2014). The Four-Component Instructional Design Model: Multimedia Principles in Environments for Complex Learning. In R. Mayer (Ed.), The Cambridge Handbook of Multimedia Learning (Cambridge Handbooks in Psychology, pp. 104-148). Cambridge: Cambridge University Press. doi:10.1017/CBO9781139547369.007

van Merriënboer, J., Kirschner, P. (2018). Ten Steps to Complex Learning. New York: Routledge, https://doi.org/10.4324/9781315113210

The 4C/ID Model. (2020, 10 20). Retrieved from 4CID.ORG: https://www.4cid.org/about-4cid


Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.