Öğretim Tasarımı ve Teknolojisi Kavramının Tarihsel Dönüşümü

Yüzyılı aşkın süredir hayatımızda olan öğretim tasarımı ve teknolojileri kavramı yıllar içerisinde çeşitli anlamlar ve tanımlarla anılmıştır. AECT (Association for Educational Communication and Technology) değişen ve dönüşen teknolojiler, eğitim politikaları ve zamanın şartlarına uygun olarak öğretim tasarımı ve teknolojileri kavramını çeşitli dönemlerde tanımlamış ve ihtiyaca uygun olarak da bu tanımları dönem dönem güncellemiştir. Ahmed Abdullahi Ibrahim’in “Evolutionary Nature of the Definition of Educational Technology”[1] isimli makalesinde bu tanımlamaların ne şekilde dönüştüğüne yer verilmiştir. Bu yazı Evolutionary Nature of the Definition of Educational Technology makalesinin bir özeti niteliğindedir. Konu ile ilgili makalenin tamamını okumak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz. Ayrıca bütün bu tanımlamaların yer aldığı bir kitap da AECT tarafından yayınlanmıştır, AECT’nin web sitesinin kitap ile ilgili bağlantısına buradan ulaşabilirsiniz.

İlk olarak yirminci yüzyılın başında ortaya çıkan öğretim teknolojisi kavramı günümüz modern anlayışından oldukça uzak bir şekilde sadece eğitim ve öğretime yardımcı olacak dönemin teknolojilerini ifade ediyordu ki bu teknolojiler fotoğraf, ses kayıtları, video ve televizyon yayınlarını içeriyordu.

Kavramın ortaya çıkışından itibaren altmış yıl boyunca görsel-işitsel araçların eğitimde kullanılması olarak bilinen öğretim teknolojisi 1963 yılına gelindiğinde Eğitimsel İletişim ve Teknoloji Kurumu (Association for Educational Communication and Technology, AECT) başkanı Donald P. Ely tarafından “öğrenme sürecini kontrol eden mesajların tasarlanması ve kullanılması” olarak tanımlanmıştır. Burada öğretim teknolojisi süreci öğretim materyalinin planlanması, üretilmesi , seçilmesi, kullanılması ve yönetilmesi olarak anlatılmıştır. (Rieser & Dempsey 2012)

Altmışlı yılların ardından geçen on yılda öğretim teknolojisi kavramı 1970 yılında Öğretim Teknolojisi Komisyonu tarafından yeniden tanımlanmıştır. Komisyon kavramı iki farklı yönden bakarak iki ayrı şekilde açıklamaya çalışmıştır. İlk tanımlama geleneksel olarak tanımlanmış olan ve sadece “teknolojilerin kullanılması” ifadesine yakın olan tanımlama iken ikinci tanımlama daha modern ve bütünsel bir bakış açısı içermektedir. İlk yapılan tanımlamaya göre öğretim teknolojisi, iletişim devrimi sonucunda ortaya çıkan; öğretmen, tahta, ders kitabının yanı sıra öğretimsel amaçlarla kullanılabilecek olan medya olarak tanımlanmıştır. Medya kavramı ise televizyon, filmler, tepegöz ve diğer donanım ve yazılımlar olarak örneklenmiştir. İkinci tanımlamada ise öğretim teknolojisi, öğrenme ve öğretme süreçlerinin bütününü belirli koşullar altında daha etkili bir öğrenme sağlamak amacıyla insanların öğrenme iletişim süreci araştırmalarının insan ve insan olmayan canlıların kaynaklarının birleştirilmesine dayanan tasarım, geliştirme ve değerlendirme aşamalarından oluşan sistematik bir yol ya da süreç olarak tanımlanmıştır.

Yetmişli yıllar boyunca çeşitli kişi ve kurumlar öğretim teknolojilerini tanımlamaya devam etmişlerdir. Bunlardan önemli olan bazıları ise 1970 yılında Silber’in yaptığı tanımdır. Silber öğretim teknolojisini, eğitimsel problemlerin sistematik bir hedefle çözülebilmesi için öğretimsel sistem elemanları ve geliştirilmesi olarak tanımlamıştır. Silber’in tanımında öne çıkan ise geliştiricilerin kişiler olması, eğitim teknolojilerinin genişlemesi ve eğitim problemlerine sistematik bir çözüm arayışı olarak belirtilmiştir (Seels&Richey 1994). 1972 yılına gelindiğinde Eğitimsel İletişim ve Teknoloji Kurumu (AECT) eğitim teknolojisini, insan öğrenmesini kolaylaştırmak için bütün öğrenme kaynaklarını sistematik olarak tanımlama, geliştirme, organize etme ve araçlaştırma sürecini yönetmek olarak tanımlamıştır. Bu tanımda ise öne çıkan ise öğretim yerine eğitim teknolojisinin kullanılması ve eğitim teknolojisinin öğretimsel kaynakları geliştirmek ve kullanmak için gerekli sistematik bir süreç olduğu vurgusunun yapılmasıdır.

1977 yılında ise yine Eğitimsel İletişim ve Teknoloji Kurumu (AECT) yeni bir tanımlama yapma ihtiyacı duymuş ve konuya oldukça kapsmalı bir açıklama getirmiştir. Bu açıklama yedi sayfaya yayılan onaltı paragraftan oluşmuş ayrıca kavramları açıklamak içinde toplamda dokuz sayfadan oluşan çeşitli tablolar yayınlamışlardır. 1977 yılında yapılan açıklamanın ilk cümlesinde ise eğitim teknolojisi; insan öğrenmesine dair problemlerin çözülmesi, geliştirilmesi, değerlendirilmesi ve yönetilmesi için gerekli olan kişilerin, prosedürlerin, fikirlerin, cihazların ve organizasyonların yer aldığı karmaşık ve bütünleşik bir süreç olarak tanımlanmıştır. Riser ve Dempsey’e göre 1977 tanımında öne çıkan konu başlıkları tasarım süreci sistematik bir yaklaşım, planlama sürecinin analiz edilmezi, insan öğrenmesinin sorunlarına çözüm getirilmesi ve perfomans geliştirme olmuştur.

Doksanlı yıllara gelindiğinde davranışçı öğrenme kuramı yerini bilişsel ve yapılandırmacı kurama bırakmaya başlamış, öğrenme kuramında gerçekleşen değişimler ve teknolojideki sıçrama ile birlikte Eğitimde İletişim ve Teknoloji Kurumu (AECT) öğretim teknolojisi kavramına yeni bir açıklama getirme ihtiyacı duymuş ve 1994 yılında Öğretim Teknolojisi: Tanımlalamar ve Etki Alanları (Instructional Technology: The Definitions and Domains of the Field) (Seels & Richey, 1994) isimli kitabı yayınlamıştır. Kitapta yer alan tanımda ise öğretim teknolojisi, öğrenme için gerekli olan kaynaklar ve teori, uygulama, tasarım, geliştirme, kullanım, yönetim ve değerlendirme süreçleridir, şeklinde yer almıştır. 1994 yılında yapılan bu tanımlamada önceki iki tanımın aksine eğitim teknolojisi yerine öğretim teknolojisi kavramı yeniden yerini almış ve kavram tekbir süreçten meydana gelmek yerine farklı alanlardan meydana gelen, kuram ve uygulama adımlarının da yer aldığı bir tanımlama yapılmıştır.

2008 yılında öğretim teknolojisi kavramının ortaya çıkışından yaklaşık yüzyıl sonra AECT dönemin şartları gereği yeni bir tanımlama yapmıştır. Bu tanımlama AECT Tanımlar ve Terminoloji Komitesinin kitabında yer almıştır. 2008 yılında eğitim teknolojisi, uygun teknolojik süreçleri ve kaynakları kullanarak, yaratarak ve yöneterek yapılan, öğrenmeyi kolaştıran ve performans arttırımı sağlayan çalışma ve etik uygulamalar olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamada öne çıkan konu ise etik olmuştur. Burada etik alanda çalışan birey ve grupların birbirlerine profesyonel olarak yardım etmesi ve yüksek seviyede yönlendirmesi olarak anlatılabilir. Bir başka öne çıkan madde ise öğrenmeyi kolaylaştırma olmuştur. Son olarak öne çıkan konu başlığı ise performans artışı olmuştur.

Öğretim tasarımı ve teknolojileri kavramı; öğretim tasarımı, eğitim teknolojileri, öğretim teknolojileri ve daha farklı isimlerle karşımıza çıkabilir. Bu kavram kargaşası öğretim teknolojisinin tanımlamaları ve evrilmesi süreci ile de bağdaştırılabilir. Öğretim teknolojileri kavramını, bu alanda çalışmaları bulunan Reiser kitabının ilk bölümünde ayrıntılı olarak açıklamış ve bu kavrama “Öğretim Tasarımı ve Teknolojileri” ismini vermeyi uygun görmüştür.

Reiser’ın öğretim tasarımı ve teknolojileri ismini kullanmasının nedeni öğretim teknolojilerinin yalnızca medya ve teknolojik araçlardan meydana gelmiyor olması, aynı zamanda öğrenme-öğretme süreçlerine rehberlik etmesi ve performans artışı sağlaması olabilir. Bütün bunların tek bir kavram altında ve çoğunlukla bir “medya” olarak algılanan öğretim teknolojileri başlığı altında toplanması yerine öğretim tasarımı ve teknolojileri başlığını seçmesi sanıyorum yerinde bir karar olarak belirtilmelidir. Reiser’a göre Öğretim Tasarımı ve Teknolojileri, Öğrenme ve performans problemlerinin analizini, öğretimsel olan ya da olmayan süreçlerin tasarlanmasını, geliştirilmesini, uygulanmasını, değerlendirilmesini, yönetilmesini, eğitim kurumlarının ve iş yerlerinin çeşitli düzenlemeler çerçevesinde öğrenmelerinin ve performanslarının geliştirilmesine yönelik kaynakları kapsamaktadır (Reiser, 2018).[2]


[1] Ibrahim, A. A. (2015). Evolutionary nature of the definition of educational technology. International Journal of Social Sciences & Education5(2).

[2] Reiser, R. A. (2018). What Field Did You Say You Were In? Defining and Naming Our Field. R. A. Reiser ve J. V. Dempsey (Ed.), Trends and Issues In Instructional Design and Technology içinde (Forth Edit., ss. 1–7). Pearson.

Yorum yapın


The reCAPTCHA verification period has expired. Please reload the page.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.